Bu ayın başında, siyasi toplantının bitmesini takiben Kabil'de ziyafet salonunda bir canlı bomba patladı. On biri sivil 19 yaralının arasında Rah-e-Farda TV kanalının kameramanı Husain Nazari de vardı. Husain Nazari'nin çalışma arkadaşı muhbir Taqi Sadeed de 16 Kasım'da gerçekleşen patlamada yaralandı.
Ulusal Birlik hükümeti IŞİD'e bağlı birlikler ve Taliban'ın önayak olduğu artan isyanları bastıramadığından böylesine canlı bomba girişimleri Afganistan'nın başkentinde sıradan bir durum haline gelmiştir. Önemli siyasi olayların ön saflarında yerini alan gazeteciler bilhassa tehlike ve şiddet altında kalan bir kitle oluşturmakta.
Ne yazık ki #FardaTV‘nin kameramanı Hussain Nazari dün #LabeJar bölgesinde #Kabilpatlamasında aldığı ağır yaralardan dolayı vefat etmiştir.
Mekanın cennet olsun kardeşim ?pic.twitter.com/xQRrSNtpNL— Zakarya Hassani (@ZHassani7) 17 Kasım 2017
Ne yazık ki #FardaTV‘nin kameramanı Hussain Nazari dün #LabeJar bölgesinde Kabil patlamasında aldığı ağır yaralardan dolayı vefat etmiştir.
Mekanın cennet olsun kardeşim ?
Bu olayın günler öncesinde 7 Kasım'da özel bir televizyon kanalı olan Shamshad TV IŞİD direnişçilerince yağmalanmış merkez yayın binasının girişinde bomba patlatmış, bir güvenlik görevlisinin ölümüne ve diğer onlarca kişinin de yaralanmasına neden olmuştur.
Patlamada yaralanan bir spiker aynı gün kafasında sargıyla televizyon yayınına dönmüştür.
Afgan Direnci: Bu babayiğit IŞİD'in Shamshad TV'ye yaptığı saldırıda yaralandığı halde şu an yine kanala dönüp saldırı hakkında bilgi vermekte. pic.twitter.com/Sb5h0nb5yW
— Habib Khan Totakhil (@HabibKhanT) 7 Kasım 2017
Afgan Direnci: Bu babayiğit IŞİD'in Shamshad TV'ye yaptığı saldırıda yaralandığı halde şu an yine kanala dönüp saldırı hakkında bilgi vermekte.
Devlet Başkanı Ashraf Ghani şöyle bir tweet attı:
Bu akşam Shamshad TV'yi ziyaret edip çalışanlarla buluştum. Alçak bir saldırıyla karşı karşıya kalmalarına rağmen görevlerini sürdürmekte kararlılar. Teröristlerin bu dayanışma ruhunu bozmasına ve korku salmasına izin vermeme kararlarını takdir ettim. Ayrıca Afganistan'a bağlılıklarından ve yapmış oldukları fedakarlıklardan ötürü hepsine tek tek teşekkür ettim. pic.twitter.com/S8Kzb1bwIO
— Ashraf Ghani (@ashrafghani) 19 Kasım 2017
Bu akşam Shamshad TV'yi ziyaret edip çalışanlarla buluştum. Alçak bir saldırıyla karşı karşıya kalmalarına rağmen görevlerini sürdürmekte kararlılar. Teröristlerin bu dayanışma ruhunu bozmasına ve korku salmasına izin vermeme kararlarını takdir ettim. Ayrıca Afganistan'a bağlılıklarından ve yapmış oldukları fedakarlıklardan ötürü hepsine tek tek teşekkür ettim.
Afganistan Hükümeti Basın ve Bilgi Merkezi direktörü Sediq Sediqqi şöyle tweet attı:
Bizim bir millet olarak son 16 yılda gerçekleştirdiğimiz en kıymetli başarı hür bir basındır. Artık şimdi öyle ateşli ki hiçbir şey onu durduramaz; #ShamshadTV
— Sediq Sediqqi (@SediqSediqqi) 8 Kasım 2017
Bizim bir millet olarak son 16 yılda gerçekleştirdiğimiz en kıymetli başarı hür bir basındır. Artık şimdi öyle ateşli ki hiçbir şey onu durduramaz;
2001'de ABD'nin müdehalesiyle indirilen Taliban rejiminden sonra Sediqqi özgür bir basının ortaya çıkışını kayda değer bulmakta haklıda.
Oldukça etkileyici profesyonel ve modern bir medya sektörü yokluktan varoldu. Bazı tahminlere göre günümüz Afganistan'da hizmet veren yaklaşık 1000 tane haber ve basın kanalı bulunmakta. Bazı kanallar uluslararası kaynaklardan bağış alırken diğerleri ise varlıklı iş adamları tarafından desteklenmekte.
Ancak Sediqqi bu kazanımların geri kaybedilmeyeceği fikrini öne sürerken yanılmakta.
Temmuzda, bağımsız bir gözlemci olan Afgan Gazeteciler Güvenlik Komitesi (AJCS) Suriye'den sonra Afganistan'ın gazeteciler için dünyada en tehlikeli ikinci ülke olduğunu belirtti.
Komiteye göre bu yılın ilk yarısında 10 gazeteci hayatını kaybetti ve bu da geçen yılın aynı dönemiyle kıyaslandığında %35 oranında bir artış söz konusu.
Afgan gazeteciler gayet olağanmış gibi ülkenin süren karmaşasında herkes tarafından ezilip sindiriliyor.
Basın için her yıl ‘en ölümcül yıl’ olmak zorunda mı?
Bu veriler bahsedilen komitenin 2016 yılını ”Afganistan'da gazeteciler ve basın için en kanlı yıl” diye adlandırıp toplamda 13 gazetecinin öldüğünü açıklamasıyla ortaya çıkmaktadır. Basına karşı gerçekleşen tamı tamına 101 şiddet olayı 2015 yılına ait rakamlarla karşılaştırıldığında %38'lik bir artışı yansıtmaktadır.
Geçen yıl Ocakta en büyük özel yayın kanalı TOLO Haber'in Taliban'ın yaptığı bir saldırıya maruz kaldığında Afganistan'da gazetecilik özellikle bir tehdit altında kaldı. Korkunç saldırıda altı çalışan hayatını kaybetti ve en az 20 çalışan yaralandı.
Aljazeera'ya göre bu olayın daha öncesinde haber kanalı Kunduz savaşı süresince Taliban yanlıları tarafından işlenen ”yargısız infaz, tecavüz, adam kaçırma ve diğer suçlara” dair iddiaları haber yapmış bunun üzerine Taliban da televizyon kanalını tehdit etmişti.
Güçlenen direniş gazetecilerin faaliyet gösterdiği korku ortamını çarpıcı biçimde kötüleştirmektedir. Ancak kişi haklarını savunan gruplar hükümetin bu bilgi savaşını kazanma arzusunun yetkililerin gazeteciler üzerinde sürekli artan bir baskı oluşturmasına yol açtığının altını çizmekte.
Afgan Gazeteciler Güvenlik Komitesi bu yıl 2017'de Ocaktan Hazirana kadar belgelenen basın çalışanlarına karşı şiddet ve tehdit vakalarının en az 34'ünden aslında hükümete bağlı grupları ve bireyleri sorumlu tutmakta ki bu da söz konusu süreçte gerçekleşen olayların neredeyse yarısına tekabül etmektedir.
Muhtemel olarak artacak resmi sansürler ile birlikte bu eğilimler 2015'ten bu yana İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü hiç olmadığı kadar konuya dahil etmiş ve sert bir uyarıda bulunmasına neden olmuştur.
Afghanistan’s Constitution and international law guarantee freedom of expression, including for the media. The fragile gains in media freedom since 2001 are sustainable only if the government, with the long-term support of donor governments, takes urgent measures to end the threats, intimidation, and violence against Afghan journalists and media organizations. Leadership is critical. To ensure that Afghanistan’s burgeoning media sector continues to develop and is not selectively silenced, the new administration of President Ghani and Chief Executive Officer Abdullah should publicly reiterate their support for media freedom and press government institutions to take decisive steps against those seeking to undermine it.
Afganistan anayasası ve uluslararası hukuk basın ve ifade özgürlüğünü güvence altına almaktadır. 2001'den bu yana zar zor kazanılan ve pamuk ipliğine bağlı basın özgürlüğü ancak sadece Afgan hükümeti ve diğer destek veren hükümetlerin Afgan gazetecilere ve basın kuruluşlarına karşı gerekleşen tehdit ve şiddeti bitirmek için acil önlemler almasıyla sürdürülebilir. Liderlik önemli. Gelişmeye başlamış medya sektörünün devamlılığını sağlamak için Başkan Ghani ve Afganistan İcra Kurulu Başkanı Abdullah basın özgürlüğüne verdikleri destekleri açıkça yeniden göstermeli ve bunu baltalamak için fırsat kollayanlara karşı nihai adımlar atmaları için hükümet kurumlarına baskı yapmalı.