Gana Devlet Başkanı Afrika'nın Batı Yardımına karşı olan ”Bağımlılık Zihniyeti”nden Kurtulması Gerektiğini Söylüyor

Fransız Başkanı Emmanuel Macron ve Gana Başkanı Nana Akuff-Addo tarafından yapılan basın konferansından bir görüntü. Kaynak: Youtube, Scope News. Video'yu izlemek için fotoğrafa tıklayın.

Kasım 2017'de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleştirilen ortak bir basın toplantısında, Gana devlet başkanı Nana Akuffo-Addo, Afrikalıların Batı ”bağımlılığı zihniyetinden” uzaklaşması ve eşit ticaret fırsatları aramaları gerektiğini tartışmaya açtı.

Birçoğu yaptığı mukavemetli konuşmayı alkışlarken, diğerleri Fransa gibi Avrupa ülkelerinin geçmişleri ve bugünkü Afrika ülkeleri sömürüsü sorumluluğunu haksız yere reddettiğini düşünüyordu. Ve bazıları, Akuffo-Addo gibi bir siyasetçinin sözlerini harekete çevireceğinden kuşku duyuyordu.

Müşavirlerine göre Başkan Macron, eski İngiliz kolonisi olan Gana'yı, ana dili İngilizce olan ülkelera karşın Fransızca konuşan ülkelere  odaklanmak yerine “Afrika'ya kıtasal yaklaşımı”nın bir işareti olarak ziyaret ettiğini söyledi. Bir Fransız cumhurbaşkanının Gana'yı ziyaret etmesi ülke tarihinde bir ilkti:

Gana'yı ziyaret edecek ilk Fransız cumhurbaşkanı olmaktan gurur duyuyorum. Yaşasın Gana ile Fransa arasındaki dostluk.                                                                                              — Emmanuel Macron (@EmmanuelMacron)  30 Kasım, 2017

Basın konferansı sırasında, Gana devlet başkanının Afrika'nın yardıma bağımlılığı konusundaki yanıtı JoyNews'den bir gazetecinin cumhurbaşkanı Macron'a bir soru soymasıyla geldi:

We know that France's support to Africa, over the years, is geared towards the Francophone region. In this new partnership, are you looking at the position where Africa will be looked as one continent regardless of where their colonial masters came from?

Fransa'nın yıllar geçtikçe Afrika'ya verdiği desteğin Fransızca konuşan bölgeye yönelik olduğunu biliyoruz. Bu yeni ortaklıkta, Afrika'nın sömürge efendilerinin nereli olduğuna bakılmaksızın Afrika'nın bir kıta olarak görüleceği konuma bakıyor musunuz?

2017'de iki kez daha başarısız girişimden sonra tarihi ve barışçıl bir seçim kazanan Başkan Akuffo-Addo, dış yardım bağımlılığı döngüsünü bozma sözü verdi. Macron'ın ziyareti sırasında Gana cumhurbaşkanı, “Fransa ile olan ilişkilerimizin yardım değil, ticaret ve yatırım ortaklığında bir artış ile simgelenmesini istiyoruz” diye vurguladı. İstatistiklere göre, Gana'daki Fransız yatırımları 2015 yılında toplam 1,5 milyar Euro'yu bularak, Gana'yı Sahra Altı Afrika'daki   yedinci en büyük Fransız yatırım mevriti haline getirdi. IndexMundi ülke veri portalına göre, 2014'te Fransa'nın Gana'ya resmi kalkınma yardımı 67.56 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Bu yüzden Akuffo-Addo'nun gazeteci tarafından sorulan soruyu hararetli bir şekilde yöneltme girişimi şaşırtıcı değildi. Devlet başkanının yanıtı Youtube‘da dolanıyor:

We have to get away from this mindset of dependency. This mindset about ‘what can France do for us?’ France will do whatever it wants to do for its own sake, and when those coincide with ours, ‘tant mieux’ [so much better] as the French people say…Our concern should be what do we need to do in this 21st century to move Africa away from being cap in hand and begging for aid, for charity, for handouts. The African continent when you look at its resources, should be giving monies to other places…We need to have a mindset that says we can do it…and once we have that mindset we’ll see there’s a liberating factor for ourselves.

Bu bağımlılık zihniyetinden kurtulmak zorundayız. ‘Fransa bizim için ne yapabilir?’ zihniyeti, Fransa kendi isteği doğrultusundane istiyorsa yapacak ve bu bizimle çakıştığında, Fransız halkının söylediği gibi “tant mieux” [çok daha iyi] … Endişemiz 21. yüzyılda Afrika'yı ezilip büzülerek yardım için, hayır işleri için, bağış için yalvarmaktan öteye taşımak için ne yapmamız gerektiği olmalıdır. Afrika kıtası doğal kaynaklarına baktığınızda başka yerlere para kazandırıyor olmalı … Yapabileceğimizi söyleyen bir zihniyete sahip olmalıyız … ve bu zihniyete kavuştuğumuz zaman kendimiz için özgürleştirici bir etmen olduğunu göreceğiz.

Medya, Macron'ın kendi sorusuna verdiği cevabı “oldukça standart” olarak nitelendirdi.

Fransız- dili kültürü sitesi NOFI tarafından paylaşılan anın bir videosu, Facebook'ta, 40.000'in üzerinde paylaşım ile 2,6 milyondan fazla kez izlendi.

Birçoğu cumhurbaşkanının sözlerini, eski sömürgecilere karşı önemli bir duruş sergilemek olarak gördüğünden memnuniyetle karşıladı. Örneğin Facebook'ta bir yorum paylaşan John Muhammad gibi:

I salute my brother we must become totally independant of the colonist who want to rule and determine our future, we have what they all need, our rich minerals and resourses throughout the continent. There wealth comes from we the kings and queens of AFRICA

Kardeşimizi selamlıyorum, geleceğimizi yönetmek ve belirlemek isteyen sömürgecilerden tamamen bağımsız olmalıyız, hepsinin ihtiyaç duyduğu şeyleri elimizde bulunduruyoruz, kıtadaki zengin minerallerimiz ve kaynaklarımız. Zenginlik biz AFRİKA kralları ve kraliçelerinden geliyor.

” Akufo-Addo Macron'ın ve Fransa'nın sorumluluğunu mazur görüyordu”

Ancak cumhurbaşkanının ifadesi karışık tepkiler aldı. Memphis Üniversitesi'nden bir Afrika tarihi profesörü olan Dennis Laumann, Afrika Topluluğu Ülkesi adlı blogun bir makalesinde şunu savundu:

No one disputes that Africans must determine their own destiny but Akufo-Addo was simply excusing the responsibility of Macron and France and the West for Africa’s predicament. It would have been more controversial and shocking if Akufo-Addo had taken the opportunity to confront Macron about France’s debt to Africa for the slave trade and colonization; its history of arming and defending dictators like Mobutu Sese Seko and Blaise Compaoré; and the complicity of French companies in everyday corruption.

Hiç kimse Afrikalıların kendi kaderini belirlemesi gerektiğine itiraz etmiyor ancak Akufo-Addo sadece Afrika'nın çöküşünden dolayı Macron ve Fransa'nın ve Batı'nın sorumluluğunu mazur görüyordu. Akufo-Addo, köle ticareti ve sömürgeleştirilme için Fransa'nın Afrika'ya olan borcu; Mobutu Sese Seko ve Blaise Compaoré gibi diktatörleri silahlandırma ve savunma geçmişi; ve Fransız şirketlerinin günlük yolsuzluklarla olan suç ortaklığı ile ilgili olarak Macron ile yüzleşme fırsatını elde etmiş olsaydı daha tartışmalı ve şok edici olurdu

Siyaset sitesi Euractiv‘de çalışan Gazeteci Ama Lorenz, Başkan Akufo-Addo'nun sözlerini “somut eylemler” ile takip etmesi gerektiğini ortaya koydu; çünkü durum karmaşıktı ve bağımlılık daima Avrupa kaynaklarına karşı duyulmuyor:

The words of the Ghanaian president now addressed to Macron are therefore more likely to be understood as a call to African heads of state than to international donors.

Reforms called for by Akufo-Addo need a strong domestic African market if the country wants to become independent from European aid. But just in this case, there are no optimistic signs. Instead of having equal trade deals with African neighbours, there are rather unloved dependencies, especially with Nigeria.

Ghana is still dependent on gas supplies from Nigeria despite having a significant amount of its own still unsubsidised natural gas reserves. It was not until the end of June 2016 that the Nigerian gas supplier ceased deliveries for non-payments and Ghana had to be supported by an IMF rescue package of $917 million.

Dolayısıyla, Gana cumhurbaşkanının şimdi Macron'a yöneltilmiş sözleri, uluslararası bağışçılardan ziyade Afrika'daki devlet başkanlarına bir seslenme olarak algılanması daha yüksektir.

Akufo-Addo tarafından istenilen reformlar, ülke Avrupa yardımından bağımsız hale gelmek istiyorsa, güçlü bir yerli Afrika pazarı gerektiriyor. Ancak bu konuda olumlu bir belirti yok. Afrika komşuları ile eşit ticaret anlaşmaları yapmak yerine, daha ziyade özellikle Nijerya ile olmak üzere sevilmeyen bağımlılıklar var.

Gana hala önemli miktarda kendi doğal gaz rezervlerine sahip olmasına rağmen Nijerya'dan gelen gaz kaynaklarına bağımlıdır. Haziran 2016 sonuna kadar Nijeryalı doğal gaz sağlayıcısı ödeme yapmayanlara dağıtımı durdurdu ve Gana 917 milyon dolarlık bir IMF kurtarma paketi tarafından desteklenmek zorunda kaldı.

”Bu… girişimcilerin, eylemcilerin ve kıtadaki sanatçıların yorulmak bilmeyen çalışmalarını silip atıyor”

Michigan Universitesi Fransızca ve Fransızca konuşan ülkeler araştırmaları profesörlerinden Annette Joseph-Gabriel, Gana cumhurbaşkanının konuşmasının diğerleri gibi ” Afrika'daki yoksulluğun nedenlerini Afrikalı zihniyete, Afrikalı zihinlerin yabancı yardımına bağımlılıktan ötesini düşünememesine indirgedi.” şeklinde belirtti. Black Perspective gazetesinde yayınlanan bir makalesinde şunları yazdı:

Reversing Africa’s economic misfortunes then becomes but a question of changing a mindset: “We need to have a mindset that says we can do it…and once we have that mindset we’ll see there’s a liberating factor for ourselves.” This reductive narrative, in which economic hardship is cast as a moral failing, echoes the United States’ “bootstraps” ideal that continues to be wielded as an excuse for the American State to avoid providing crucial services and protections for its citizens.

It has several dangers in Africa as well. First, it offers very little by way of innovative solutions because it flattens the complex causes of Africa’s economic problems. It also erases the tireless work of entrepreneurs, activists, and artists across the continent who continue to imagine and work towards actual liberation and economic autonomy. Finally, it reinforces the unequal terms on which Franco-Ghanaian relations are structured because it absolves France, and by extension Europe, of the enduring legacy of foreign policies that have largely contributed to the existing situation. In short, Akufo-Addo did not “school” Macron. […] Akufo-Addo’s narrative is one that facilitates France’s gleeful forgetting of a past for which it does not want to be held accountable.

Afrika'nın ekonomik talihsizliklerini tersine çevirmek, ancak bir zihniyet değişikliği meselesi haline gelir: “Bunu yapabileceğimizi söyleyen bir zihniyete sahip olmamız gerekir… ve bu zihniyete kavuştuğumuzda bunun kendimiz için özgürleştirici bir etmen olduğunu göreceğiz.” Bu indirgeyici anlatım, ekonomik zorlukların manevi bir başarısızlık olarak ortaya çıkan, ABD vatandaşları için önemli hizmetler ve korumalar sunmaktan kaçınmak için Amerikan Devleti'nin bir bahane olarak kullanmaya devam ettiği Birleşik Devletler'in “öz-imkan” idealini yansıtıyor.

Afrika'da da birkaç tehlikesi var. Birincisi, Afrika'nın ekonomik sorunlarının karmaşık nedenlerini düzleştirdiği için yenilikçi çözümler yoluyla çok az teklif sunmaktadır. Ayrıca, kurtuluşa ve ekonomik özerkliğe karşı hayal etmeye ve çalışmaya devam eden girişimcilerin, aktivistlerin ve sanatçıların yorulmak bilmeyen çalışmalarını da silip atıyor. Son olarak, Franco-Ganalı ilişkilerin yapılandırıldığı eşitsiz şartları güçlendirdiği için, Fransa'yı ve Avrupa'yı, mevcut duruma büyük ölçüde katkıda bulunan dış politikaların kalıcı mirasından ödün vermesinden dolayı güçlendiriyor. Kısacası, Akufo-Addo Macron'a “dersini vermedi”. […] Akufo-Addo'nun anlatıları, Fransa'nın hesap vermeyi istemediği geçmişini unutmasına olanak sağlayan  bir anlatımdır.

 ”Lafla peynir gemisi yürümez.”

Konuşma, Accra'dan Zialey'i de etkileyememişti:

Laf ile peynir gemisi yürümez                                                                                          Söylediği ile yaptığı bir olmalı.                                                                                          Sonuç olarak lider olan ve bize gösterici olan o.                                                              Hepsi bu.

Ve Sura Amabaya, Afrika liderlerinin genelde harekete geçmekten daha çok konuşmayı sevdiğini kabul ediyor:

Afrikalı liderler büyük konuşmacılar haline geldi, ancak pratikte neredeyse hiçbirşey yok.  Gana'nın kendi kendine yeterliliğe doğru ilerlediğini görelim, o zaman cesur sözlerini alkışlayacağız.

Sohbet başlatın

Yazarlar, lütfen giriş »

Kılavuz

  • Tüm yorumlar onaydan geçirilir. Yorumunuzu birden fazla göndermeyin, yoksa reklam olarak işaretlenebilir.
  • Lütfen diğerlerine saygı gösterin. Nefret, küfür ve kişisel saldırı içeren yorumlar onaylanmayacaktır.