Ürdünlü Karikatürist İsa Çizimi Yüzünden Mahkemeye Çıkıyor

Emad Hajjaj. Fotoğraf karikatüristin Wikipedia sayfasında paylaşılmıştır. (CC-BY-SA)

Filistin-Ürdün asıllı karikatürist, İsa'yı betimleyen bir karikatürü yüzünden dine küfretme ve dini çatışmaları kışkırtma gibi suçlamalarla yüzleşiyor.

Emad Hajjaj  birisinin hakkında yaptığı ”dine küfür” suçlamasının ardından 31 Ekim'de Ürdün cumhuriyet savcısı tarafından sorgulanmak üzere mahkemeye çağırıldı. Twitter ve Facebook'ta paylaşılan karikatürde İsa şu anki Kudüs Ortodoks Kilisesi başpapazı Theophilos III'ün görevine son veriyordu.

Karikatürde ”Ben Meryem'in oğlu İsayım ve ben asil Yunan Ortodoks Kilisesinin mülkiyetini İsrail istilasına satan Başpapaz Theophilos III ve onun yanındakileri kilisemden reddediyorum.” yazıyordu.

Hajjaj karikatürü Kudüs'teki Ortodoks Kilisesinin İsrailli göçmen gruplara kilise borcunu ödemek üzere satılması haberlerine cevap olarak çizmişti.

Karikatür 29 Ekim'de Al-Araby Al-Jadeed gazetesinde ve Hajjaj'ın sosyal medya hesaplarında yayınlanmıştı.

 Kudüs'teki Ortodoks Kilisesinin mülkiyetini işgalciye satmak  Hr,st,yanlığa ve Hristiyanlara yapılan bir ihanettir.

Karikatürist karikatürlerini yayımlayan birkaç yerel ve bölgesel gazete ve dergilerle çalışmıştı. Çalışmaları Filistin bölgelerinin İsrail tarafından işgalini de içeren çoğunlukla Orta Doğu siyasetini konu alıyordu.

Hajjaj şu anda özgür ve resmi olarak henüz yükümlü kılınmadı. Bununla birlikte Ürdünlü gazetecileri temsil eden birliğe göre, krallığın Siber Suçlar Kanunu‘na göre ”dini çatışmayı kışkırtma” suçu ile yükümlü bulunması oldukça muhtemel. Kanun ”din, mezhep, etnik ve bölgesel çatışmayı kışkırtma” dan suçlanan birinin bir ile beş yıl arası hapis cezası almasını uygulamak üzere yakın zamanda tasnih edilmiştir.

Ceza kanunu, Siber Suçlar Kanunu ve Basın ve Yayın Kanunu gibi Ürdün kanunları kullanıcıların kendilerini çevrim içi ifade eden kullanıcılara bazı sınırlandırmalar getirmiştir. Bu sınırlamalar kraliyet hanedanı hakkında ”sahte veya abartılmış haberler” veya karikatürler yayınlanmasını, ”İslami değerler”e karşı gelen veya dine hakaret olarak görülen içeriğin yayınlanmasını, devlet memuruna, devlet çalışanlarına ve orduya hakareti de kapsamaktadır.

Dine hakarete dair bütün suçlamalar ceza kanunundan kaldırılmalıdır; [bunlar] yorum yapma özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü ihlal eden metinlerin yasa dışı olduğunu beyan etmektir. Emad Hajjaj'ı sonuna kadar destekliyorum

Geçen yıl yazar Nahed Hattar Facebook'ta aşırıcı ve hiddet dolu IŞİD üyelerinin Tanrıyı ve cenneti nasıl algıladığıyla dalga geçen bir karikatür paylaşımı yaptığı için mahkemeye çıkartılmıştı. Hattar karikatürü paylaştıktan sonra birçok tehdite maruz kalmıştı ve ”tanrıya hakaret” ile yükümlendirilmişti. 25 Ekim 2016'da mahkemeye çıkmak üzere gittiği başkent Amman'da mahkemenin önünde vurularak öldürülmüştü.

Hattar'ın suikastı ile Ürdün'de azınlık görüşlerine sahip olanların tehdit edildiği ve susturulduğu bir ortam yaratmakta hükümetin rolü sorgulanmaya başlamıştır. Sonuç olarak Hattar'a karşı dava açan hükümetti ve ölüm tehditlerine rağmen yetkililer ona polis koruması vermemişti.

İfade özgürlüğü konusunda aman vermeyen fakat nefret söylemine karşı çıkan Ürdün hükümetinin politikalarını derinlemesine inceleyen basın kurumu 7iber'in (Hiber diye okunur) internet yönetim uzmanı Reem Al Masri, şöyle yazdı:

تماما كما يقف أب ينهر أولاده على سلوكياتهم السلبية دون النظر لدوره في توليدها، تقف الدولة بعيدًا عن خطاب الكراهية.

نسألُ حسب تعريف خطاب الكراهية المُقترح: هل تعدّ الأعمال التي تتخذها الحكومة والتي قد تشيطن بها فئة من فئات المجتمع أو تحرم مجموعات من حرياتهم الأساسية جزءًا من الأعمال المؤججة لخطاب الكراهية؟

(…) كل مرة ترفع الدولة سبابتها متوعدة من يثير ما تسميه «خطاب الكراهية» علينا أن نرجع للمسلّمات والأصول، بأن الخطاب ضد مجموعات دينية أو عرقية أو جنسية يتأجج في بيئة سياسية طاردة للتعدّدية وفي ظل غياب مشاركة مجتمعية في تعريف هذا الخطاب.

Olumsuz davranışların oluşmasında kendi rolüne bakmadan çocuklarını azarlayan bir baba gibi, devlet nefret söylemi konusunu görmezden geliyor.

Nefret söyleminin var olan tanımını göz önüne aldığımızda, merak ediyoruz: Hükümet tarafından toplumun bir kesimini şeytan gibi göstermek veya belirli grupları (insanları) temel özgürlüklerinden mahrum bırakmak nefret söylemini teşvik eden davranışların bir parçası mı?[…] Hükümetin ne zaman ”nefret söylemi” olarak tanımladığı olaya karışan birilerini tehdit ettiği her seferde temel faktörleri gözden geçirmeliyiz: dine, etniğe ve cinsel gruplara karşı konuşmak çoğulculuğun reddedildiği ve bu tür konuşmaların tanımında toplumu katmayan siyasi bir çevrede cezalandırılmaktadır.

Hajjaj'ı sorgulayarak, Ürdün otoriteleri azınlık fikirlerinin de hoş görüldüğü güvenli bir çevre oluşturmakta isteksiz olduğunu göstermişlerdir.

Sohbet başlatın

Yazarlar, lütfen giriş »

Kılavuz

  • Tüm yorumlar onaydan geçirilir. Yorumunuzu birden fazla göndermeyin, yoksa reklam olarak işaretlenebilir.
  • Lütfen diğerlerine saygı gösterin. Nefret, küfür ve kişisel saldırı içeren yorumlar onaylanmayacaktır.