- Global Voices Türkçe - https://tr.globalvoices.org -

Peru'daki Dahiyane Sosyal Medya Kampanyası İnsan Kaçakçılığına Karşı Farkındalık Yaratıyor

Kategoriler: Latin Amerika, Peru, Dijital Aktivizm, Fikirler, İnsan Hakları, İşgücü, Kadın & Cinsiyet, Vatandaş Haberciliği

“Genç ve güzel görünen kadınlar aranıyor. Haftada 1,500-2,000 Peru Nuevo Solu veriyoruz. İyi iş.” Görüntü Peru İçişleri Bakanı [1]‘nın Twitter hesabından alınmıştır ve yaygın olarak çevrimiçi paylaşılmaktadır.

Peru İçişleri Bakanı 23 Eylül'de “Que no te encuentren [2]” (Seni bulmalarına izin verme) adlı bir kampanya başlatarak Ulusal İnsan Kaçakçılığını Önleme Günü'nü anlamlandırdı. Amacı Peru'da insan kaçakçılığının önüne geçmekti.

Konsept, genç bireyleri cezbetmek amacıyla suç örgütlerince yem gibi kullanılan ‘sahte’ iş teklifleri oluşturmayı içermektedir. Bu gençlere yönelik strateji çoğunlukla [2] sosyal ağlar üzerinden uygulanmaktadır ve İçişleri Bakanı şöyle açıklamakta:

La iniciativa […hizo uso de] avisos de trabajo en diversos diarios, así como afiches pegados en puntos públicos de [diversos] distritos de [Lima].

Durante cuatro días, 1.000 ciudadanos preguntaron sobre las ofertas laborales a través de mensajes de WhatsApp y llamadas telefónicas. Los avisos fueron publicados sin más información que “Se busca señorita” y “Se busca joven”, y con los montos de pago de entre S/1.500 y S/2.000.

Se convocó a 30 personas, [para ser entrevistadas] en un local que fungía de agencia de empleos […]. Policías mujeres vestidas de civil se hicieron pasar por entrevistadoras y les propusieron a los jóvenes viajar sin avisar a sus padres y dejando su DNI [documento nacional de identidad].

Veinticinco de ellos aceptaron la propuesta.

Çeşitli gazetelerde kullanılan iş ilanlarının yanında [Lima] farklı sokaklarda halka açık yerlere asılan posterler.

Dört gündür, WhatsApp'dan mesaj atarak ve arayarak, bin kişi iş teklifleri için bilgi aldı. Reklamda ‘Kadınlar Aranıyor’, ‘Genç Erkekler Aranıyor’ ve 1.500 – 2.000 SOL arası ödeme miktarından başka bir bilgi yoktu.

İş ajansı olarak faaliyet gösteren bir kuruluşta [görüşme yapılmak üzere] otuz kişi toplantıya çağrıldı[…]. Sade giyimli kadın polis memurlar mülakatı yapan kişi rolüne girdi ve genç adaylardan ebeveynlerine haber vermeden seyahat etmelerini ve kimliklerini vermelerini istedi.

Aralarından yirmi beşi teklifi kabul etti.

Peru'da, aylık asgari ücret 850 SOL veya 260 Amerikan dolarından biraz daha fazla. Buna karşın bu ‘sahte’ iş 1,200-2,000 SOL arasında (370-610 doları) bir ücret teklif etmekte. Böyle bir teklif özellikle iş ilanlarının sıklıkla verildiği çok nüfuslu bölgelerde yaşayan genç insanlar için cezbediciydi. Pek çok genç sadece iş arayışı içinde safça dönüt yaptı.

Sözde iş görüşmesi [2] bittiğinde polisler adaylara insan kaçakçılarının kurbanlarını nasıl yakaladığını göstermek adına  bunun “No dejes que te encuentren”(Seni bulmalarına izin verme) adlı bir kampanyanın parçası olduğunu bildirdi.

Bakanlık sahnelenmiş iş görüşmelerinin videosunu kampanyanın Facebook sayfası [3]nda ve kısa bir versiyonu [4]nu da YouTube'da paylaştı:

Dikkat! Seni arıyorlar. Seni bulmalarına izin verme.

#QueNoTeEncuentren [5] [Seni bulmalarına izin verme] etiketli dahiyane kampanyaya Twitter'da [6] geniş çapta tepkiler geldi.

Eğer reklamı cezbedici bulduysan bu videoyu izlemeni öneriyoruz.

Seni bulmalarına izin verme.
Millet, lütfen biraz sağduyulu olun. Aldatıcı reklamlara kanmayın. İnsan kaçakçılığını önlemek bizim elimizde aynı zamanda.

Seni bulmalarına izin verme. Sonunda bu konu hakkında biraz ilgi arttığı için mutluyum. Gayri resmi madencilik ve uyuşturucu ticareti olan yerlerde bu durum oldukça yaygın.

Ulusal İnsan Kaçakçılığını Önleme Günü, seni bulmalarına izin verme.

İnsan-kaçakçılığı verileri [16] iç karartıcı. 2015'teki rapor [17]lara göre hakkında soruşturma yapılan bireylerden aslında 100'de üçten daha azı insan kaçakçılığından hüküm giydi ve kurbanların %60'ı reşit olmayan çocuklar [18]dı. Grecia Delta isimli gazetecinin yazdığı bir makale [17] insan kaçakçılığına kurban olan genç insanların acı öykülerini anlatıyor. Makale kurbanların hangi yollarla tuzağa düşürüldüğünü ve sonrasında sistem aracılığıyla nasıl ‘kurtarıldıklarını’ ortaya çıkarmakta.

İnsan kaçakçılığından kurtulma süreci zorlu ve uzun, gençlerin ifadelerinde de görüldüğü üzere, bu suç beraberinde kötü muamele ve ayrımcılık getirmektedir.