- Global Voices Türkçe - https://tr.globalvoices.org -

Halep Hakkında: Gelecekten Bir Tarihçiye Mektup

Kategoriler: Orta Doğu & Kuzey Afrika, Suriye, Fikirler, Savaş & Çatışma, Tarih, Uluslararası İlişkiler, Vatandaş Haberciliği, Köprü
"To the girl who shared the siege with me: I love you". Eastern Aleppo, December 15, 2016

“Kuşatmayı benimle paylaşan kıza: Seni seviyorum”. Doğu Halep, 15 Aralık, 2016. Photo by Salih Abo Qusay. İzinle kullanılmıştır.

Samer Frangie [1] tarafından.

Orta Doğu'nun çöküşünün temel nedenlerini araştıran bir konferansa davetli olabilirsin. Ya da sadece bölgeyle ilgili çalışmaya, aileni kaçışa ve göçe iten çöküşten önceki evine ilgili olabilirsin. Ya da sadece yarım asır önce olanları merak ediyor olabilirsin. Bilmiyorum, ama ne olursa olsun senin şu zamanın, şu anki çöküş tarafından şekillenmiş, anlamak için bu önemli yıla geri döneceksin. Bir kütüphane ziyaret edeceksin ve çöküşün sebepleri ile ilgili yüzlerce kitap bulacaksın: Etnik kimliklerin yükselişi, ekonomik gerileme, bir zamanlar “merkez” dediğimiz illüzyonun çöküşü.

Senin zamanın aşırı sağ ile barışmış ve onun ırkçı ideolojisini normalleştirmiş olabilir. Bilmiyorum. Bu dalganın geçip gitmiş olması da olası, neden olduğu savaşları ve yıkımı takip ederek ve araştırmaların seni bu dalganın yükselişi için önceki nesilleri sorumlu göstermene yöneltmiş olabilir. Bilmiyorum.

Her halükarda, senin zamanını senin geçmişinden, ya da bizim zamanımızdan ayıran kitaplıklar sayesinde ancak bu zamanı ziyaret edebileceksin. “Arap Baharı”nı anlatan pek çok çalışmayla karşılaşacaksın ve onun yanında “Arap Sonbaharı”nı anlatan daha çoğuyla. Bunları basitçe yok sayabilirsin. Onlar aceleyle yazılmışlardı ve özellikle bahar ve son baharın gereklerini oynarken tek çıkışlarını yapan entelektüellerin tümünü güvence altına almayı amaçlıyorlardı.

Başka bir kitaplığı daha yok sayabilirsin, bizim “DAEŞ” dediğimiz, senin hiç duymamış olabileceğin grubu anlatan siyah kaplı kitapları. Onlara karşı ürettiğimiz savaşlardan, onların yok oluşundan, hatta hafızalarımızdan silinişinden onlarca yıl sonrasına kadar fark etmemizden önce, bu köktenci grup bizim takıntımızın temelini oluşturdu. O zamanlar, bizler biraz sıkıldığımız ve bizi hem korkutacak hem de canlandıracak bir şey bulduğumuz için kendimizi korkutacak bir sürü kitap ürettik.

Diğer taraftan, Suriye, şimdilerde “faydalı Suriye” diyor olabileceğiniz ülkenin temelleri olan ülke ile ilgili bir sürü kitap bulmayacaksın. Bulabildiğin bir kaç kitap, onurlu sebebinden “sapmadan” önce 2011'de başlayan bir devrimden bahsedecek. Bu konuyla ilgili 2011-2016 yılları arasını anlatan pek fazla çalışma bulamayacaksın; çünkü bu zaman bizim zamanımızın neler olduğunu anlayamayan entelektüellerimiz için “karmaşık” bir süreçti. Ve böylece sessiz kalmayı tercih ettiler- sonsuz konuşma değirmenini durdurmayı seçtikleri tek zamandı. Bu sessizlik sürecini takiben, diyalog, uzlaşma ve Halep'in -son başkan Bashar Al Asad'ın oğlu tarafından yeniden inşası sonucu resmi olarak açılmış olan şehir- yeniden inşasına ihtiyaçla ilgili çalışmaların sağanağını bulacaksın. Burada araştırma için çok az ilgi çekici durum olduğunu düşünebilirsin, açık görüşlü bir despot tarafında yönetilen bir ülkenin bir avuç çeşitli tartışmaları. Bir zamanlar, bir kuraklık sebebiyle şehirlere karşı ayaklanan, camileri çeşitliliği yok etmek için asimile eden geri kalmış gruplar vardı orada. Bu Şam Üniversitesi Arap dili öğretmeninin şehri ziyaret ettiğinde söyleyeceği şeydir, havaalanındaki reklam tabelasının da gururla belirttiği gibi, gelenek ve modernliğin birleştiği şehirdi. Bu ayrıca tez gözetmeninin de sana bakarken daha önemli araştırma soruları olduğunu söylerken, mesela araba reklamlarındaki oryantalist söylem ya da doğunun Arap devrimlerindeki rolünü de onaylayacaktır

Senaryo farklı da olabilir. Halep'i ve yıkımını duymuş olabilirsin. Belki, bu şehir, ya da komşularından biri, sadece ilerideki karanlık zamanların birer alameti olarak Guernica, Dresden, ya da Deir Yassin'in yanında yıkım ve katliamın simgeleri olarak tarihe gömülmüş olabilir. Orada burada şehirden bahseden bir kaç yağlı boya çizimi, ya da bir kaç şiir mısrası bulmuş olabilirsin. Tezinin giriş kısmında imgelem olabilecek mısralar ile karşılaşabilirsin.Ve ailene hiç sormadığın, ama senin aklından çıkmayan soru yeniden gelecek: “Nasıl böyle bir yıkım, katliam ve yer değişimine razı oldunuz?” Orada bu mektubun öğüdü yarıyor: Bu soruda kal, Halep'te, Suriye devriminde. Bunun için sorunun başladığı yer. Senin zamanının bakış açısından, daha önceden söylediğim israf edilenlerin sessizliği için Suriye devriminin esas önemini göremiyor olabilirsin. Gerçekle çelişen bir ideolojiye cazip görünmek için “devrim” kelimesinin kullanımını suçlayan yazılar bulabilirsin, ve senin perspektifinden, bu suçlamalar geçerli görünebilir. Ama bugün, sen bu mektubu okumadan elli yıl önce, Halep yanıyor. Ve “Devrim” kelimesi bu cinayetin bir parçası olmamamız için elimizde kalan tek şey. Bu yüzden bizim kavramları suistimal edişimizi affet.

Halep'e geri dön ve bize neden razı olduğumuzu sor. Petrol fiyatları ve katliamlar arasında, veya Rus imparatorluğunun büyüyüşü ve yıkım arasında, hatta söylevin metafiziksel analizi ve onun doğal karmaşası arasında bağ arayarak zamanını harcama. Derine kazma ve basitçe bize neden razı olduğumuzu sor. Bizi sorumlu tutma; çünkü sen de yıkımı bizim kabul ettiğimiz gibi kabul edebilirdin. Ama bizi affetme de. İhtiyacın olan her şeyi bulacağın yüzeyde kal. Eğer bir kitap bizim bilmediğimizi söylerse, emin ol ki o yalan söylüyor. Olaylara olan uzaklığının bundan emin olmaktan men ettiğini hissetme. Biliyorduk. Anladık. Hepimiz ölenlerin adını biliyorduk. Bizde her şehit olan çocuğun fotoğrafı ve her düşen yaralının videosu vardı. Ve düşüşten hemen önce yazılmış veda mektuplarımız vardı. Sen bunları muhtemelen kitaplığında bulmayacaksın, ancak biz bunlara ulaşabiliyorduk. Halep halkı mektuplar, fotoğraflar, videolar, dualar, espriler ve çığlıklarıyla bizimle haberleşmeye çalıştı. Ama nedense biz cevaplamadık. Biliyorduk, bu yüzden senin sorunu yüz üstü bırakmıyoruz: Olmasına nasıl izin verdiniz?

Yüzeyde kal, Halep'in dünyanın yüzeyin altındaki her şeyi sıkıştırıp salıvermeye karar verdiği an için. Belki de bu zamanlarda yaşamadın, ve şanslısın, bunlar karanlık zamanlardı. Halep dünyanın önermeleri takip etmek için bile yorgun olduğuna karar verdiği andı. Bir palyaçonun başkan seçildiği, bir despotun özgün dünyanın şampiyonu olduğu ve dünya liderlerinin bir suçluya yardım etmek için yarıştığı bir andı. Bizim en dibe nasıl vurduğumuzu anlayamayabilirsin. Biz de anlamadık. Ama biz biliyorduk. Bu andan sonra, tüm kurumların çoktan çöktüğünde ve şiddetin normalleştiğinde, tüm utanç kaybolmuştu. Eğer çöküşle ilgiliysen, çok derine gitme, Halep'in harabeye çevrilmiş yüzeyinde kal ve her şeyin nasıl tek bir anda kaybedilebileceğini anlayacaksın.

Bu mektup ve senin zamanın arasında ne olduğunu tahmin edemem. Belki dünya Halep'ten öğrenmiş ve bu deliliğinden uyanmış olacak. Belki bu delilik dünyayı kendi terk edilişiyle yüzleşmeye ikna edecek savaşlara itecek. Ama bir ihtimal, bunların hiçbiri olmayacak, ve sen hala Esadların bu bölgede olabilecek en iyi liderler olduğuna inanan bir dünyada yaşıyor olacaksın. Bilmiyorum. Bu durumların hepsinde kesin olan bu bölgenin çökmüş olduğu. Ve tüm bu enkazdan sana iletebileceğimiz bir şey varsa o da şu: Halep'i hatırla, sadece imkansız kahramanlıkların simgesi olarak ya da ideolojik bir devrimin gerekli bedeli olarak değil, ama bir an olarak, dünyanın tüm farkındalığı ve soğuk kanlılığı ile kendinden vazgeçmeye karar verdiği an.

Samer Frangie, Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde Arap ve Orta Doğu Çalışmaları Merkezi Müdürü ve Siyasal Bilimler ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde Doçent. Araştırma ve öğretim alanları modern Orta Doğu'nun siyasal ve politik tarihi ve modern sosyal teoriyi içermektedir. Arap solunun entelektüel tarihi ile ilgili pek çok makalesi yayınlanmıştır ve şu anda solun hafızası üzerine bir kitap üzerinde çalışmaktadır. Akademik çalışmaları bir kenara Arap medyasında geniş olarak yayımlanmaktadır.

Bu metin orijinal olarak Arapça dilinde  [2]Al-Hayat'da [2] yayımlanmıştır. İngilizceye Reem Harb, Roa Harb, ve Siba Harb tarafından çevrilmiştir. Çeviri orijinal olarak ‘AUB Political [3]‘ da yayımlanmıştır ve izin ile burada yeniden yayımlanmıştır.